Kültür&Sanat

Ressam Günnur Ulusoy; "Çizgisel hayatlarım var benim"

Yaşam ve sanat süreçlerinizi ana hatlarıyla anlatır mısınız? Sizi resim sanatına yönelten köşe taşı nedir?

Gözünüzün alabildiğine sarıya boyanan güzel memleketim Trakya’ lıyım ama hayat yolculuğum, 1969 Mayıs’ ında İstanbul’ da başladı.

 

Türkiye’nin dört bir yanında görev yapmış meslek sevdalısı asker bir baba ve gündüzlerini kalem tutmayı bilmeyen minicik ellere, akşamlarını ise okuma yazma bilmeyen kadınlarımıza adayan öğretmen bir annenin çocuğuyum.

 

Bu yüzden de etrafımdaki şehirler, evler, okullar, arkadaşlarım sürekli değişiyordu, ben büyüyordum ama aslında coğrafyamızın gerçekleri, yaşama ait gözlemlerim, doğaya ihanetimiz; beni ben yapan öz değerlerimi büyütüyordu.

 

Memlekete varan uzun otobüs yolculuklarında gözlerim uykudan kapanırdı, ben ise ısrarla direnirdim. Merak ediyordum otobüsle o yanlarından geçtiğimiz evleri; mutluluk, sevgi, huzur, hüzün, sevinçler her evde aynı mıydı?

 

Kimse farkında değildi ama bir gerçek vardı ki…

Kimi zaman hüzünlendiğimiz, kimi zaman mutlu olduğumuz o minik evlerdi aslında gerçeklerimiz… Nasıl ki, yanından hızla geçip camdaki bir çizgi gibi ardımızda bıraktığımızı düşünsek de aslında o minik evler hep orada, hayatlar orada, anılar orada, yaşam mücadelemiz, hayallerimiz orada…

 

ve sonra…

durdum,

düşündüm,

fark ettim…

sesimi duydum;

Yollara çizilen ve yine yollarda kaybolan hayatlar vardı, artık adına “Çizgisel Hayatlar” dediğim…

 

Aslında hiçbirimiz yalnız değildik ama görünür de değildik… 

Duygularımı ve etrafımda gördüklerimi nasıl ifade edebilirim arayışındayken kendimi resimlerde buldum. Yağlı boya, akrilik boya çalışmaları, seramik yaratılar derken “Çizgiler” de buldum en samimi yanımı.

Çizgilere sığdıramadığım her tuvalimde birinin gönlüne, anılarına, hayallerine dokunmaya çalışmak, buradayım işte!, demek istediğimi fark ettim.

Umarım çizgilerim hiçbir tuvale sığmaz ve hikayeler hiç bitmez… 

 

“Çizgisel Hayatlar” ile; dile gelmeyen duygular, dalgalanarak birbirine karışacak ve yalnızlığımız renklenecekti … Bazen küçük bir çizgide, bazen küçük bir fırça dokunuşunda, bazen de küçük bir evin duvarında kendine yer bulacaktı.

 

Neden mi evler çiziyorum, neden mi renkliler, neden mi ortalarında bir figür oluyor (bazen küçücük bir kız çocuğu oturuverir o tuvalin ortasına)ve neden resimlerim herkeste başka başka karşılık bulan en derin duygulara dokunuyor?

 

Cevabı, o uzun yolculuklardaki küçük kız çocuğunun; otobüs camından bakmak için uykuya direnen gözlerinde gizli…  İçindeki merak duygusunda gizli… Yol boyunca akıp duran apartmanları, ışıkları yanan evleri merak etmesinde gizli… Dünyaya verdiğimiz o kadar zarar varken ondan daha derin olan ise veremediğimiz, paylaşamadığımız sevgilerimizde gizli…

 

Kız çocuğu artık büyüdü…

Veseslerini hiçbir zaman duyamadığı o evlerin, seslerini çizmeye başladı…

 

 

“Çizgisel Hayatlar” aslında;gerçeği, anıları, yaşamı, duyguları ve kendimizi sorgulayan bir yol.

Bu yol; İstanbul’ da doğan

Öğrenim hayatı Adana, Ankara, Kars, İstanbul’ da geçen bir Metalurji Mühendisinin

İlk sevdasının yağlı boya resimler

Ya da

Son sevdasının “Çizgisel Hayatlar” olmasından öte

Daha anlatılmamış hikayeleri olan uzun bir yolculuk…

 

 IMG-20240203-WA0007-i65be100e1caf2.jpg

 

Sanatseverlere resimleriniz hakkında ne anlatmak istersiniz resimlerinizi nasıl tanımlayabilirsiniz

‘Çizgisel Hayatlar’ da; gerçeklerimi incecik çizgilere gizlerim, içimdeki haykırışı dışa vurduğum hikayelerime her tuvalde bambaşka duygular yüklerim. Bazen bu duygu kentsel yaşam tarzının insanda uyandırdığı hapsoluş/ kaçış hisleri, bazen de temiz ve dingin bir hayat. Ama nihayetinde içinde yaşadığımız dünyanın aynasıdır çizgilerim…

 

Her ne kadar tuvallerim, evlerin ortasında tek bir figüre dikkat çekmek istermiş gibi görünse de aslında içinde barındırdığı ve düşündükçe fark edilecek birçok yaraya, umuda  ve sevgiye dokunur.

 

Eserlerime sahip olan sanatseverlerden aldığım geri dönüşler benim için çok kıymetli…

Yaşamlarının, duygularının anahtarı olduğunu söylemeleri daha da kuvvetlendiriyor beni.

Eserlerim, hayatlarının bir parçası olabilmiş midir?  Acaba her baktıklarında farklı duygular ve anılar hissediyorlar mıdır?

 

Her bir resmimin ayrı bir hikayesi var ve anlatılacak daha çok hikaye var bu hayatta, bu yüzden de bitmiyor içimdeki bu arzu…

 

Başta resim olmak üzere sizi ve sanatınızı etkileyen sanatçılar kimlerdir?

 

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Türkiye’nin her köşesinde, farklı coğrafya ve kültürlere karışan bir ailenin çocuğu olmanın sanatımdaki etkileri yadsınamaz bir gerçek.

Beni etkileyen ressamlara gelecek olursak ilk sıra, resim sanatından da öte, bir kadın olarak zorlu süreçlerden geçen ve çalkantılı yaşamı ile tanınan Meksikalı ressam Frida Kahlo’ ya aittir.

Elbette şuan buraya sığamayacak kadar çok Türk ressamı var. Fakat Devrim Erbil, birçok sanatçı ve sanatsever gibi beni de çok etkileyen büyük bir sanatçı.  Ve tabi ki Evler...evler... belki de ortak noktamız...

 

Ayrıca Doğa ile düşünsel kavramları; ip ve halat imgeleriyle sanat haline dönüştüren günümüz çağdaş ressamlarımızdan Sayın Ahmet Yeşil’ in eşsiz dünyasını ve sanata bakışını kendi anlatımıyla dinlemeyi çok isterdim.

 

IMG-20240203-WA0005-i65be10631c77e.jpg

 

Türkiye resim sanatı hakkında ne düşünüyorsunuz

 

Türk resim sanatının gelişiminde, soyut sanat kavramının etkili olduğunu ve onun da en güzel ifade bulmuş halinin, grafik sanat akımı olduğunu düşünenlerdenim.

 

Soyut alan sanatçıları ise geometrik soyutlamacılar, lirik soyutlamacılar, geometrik non- figüratifler, lirik non- figüratifler olarak yer almışlardır. Bu alanlarda çalışmalar yapan ressamlarımız, yakın zamanlarda Türk resim sanatına büyük katkılarda bulunmuşlar elbette.

Türkiye’ deki derin kültürel olgu, sosyolojik eksiklikler ve toplumsal olayların resim sanatını etkilediğini ve birçok ressamın da tuvallerinde bu kavramlara yer verdiğini ve sanatseverler tarafından da algılandığını düşünüyorum. 

 

Türkiye resim sanatının yukarıdaki kavramların harmanlanması ve yeni neslin bakış açısı ile bütünleşip daha da zenginleşeceğine, gelecek nesillere kıymetli bir miras olacağına inanıyorum.