Sanat ve bilimi birleştiren tablo!
Vincent van Gogh'un "Yıldızlı Gece" tablosu, sadece sanatsal dehasıyla değil, fırça darbelerinde saklı olan fiziksel bir gerçeği de gözler önüne seriyor. Modern bilim adamları, tablonun gökyüzündeki girdapların aslında karmaşık bir fiziksel fenomen olan türbülansı yansıttığını ortaya koyuyor.
29/09/2024 07:43 | Son Güncelleme : 05/11/2024 15:59 | Kerem Divarcı
"GİZLİ TÜRBÜLANS"
Vincent van Gogh'un ünlü tablosu Yıldızlı Gece'deki fırça darbeleri ve renklerin yeni bir analizi, Dünya atmosferindeki “gizli türbülans” ile çarpıcı bir benzerlik ortaya koyuyor ve ikonik sanatçının doğal süreçler hakkında şaşırtıcı derecede ayrıntılı bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.
VAN GOGH YILDIZLI GECEYİ NE ZAMAN, HANGİ KOŞULLARDA YAPTI?
Van Gogh Yıldızlı Gece'yi Haziran 1889'da, yaklaşık altı ay önce sol kulağını kesmesiyle sonuçlanan ruhsal çöküntüden kurtulmaya çalışırken Güney Fransa'da bir akıl hastanesinde yaşarken yaptı. Ressamın odasının penceresinden, ön plana eklenen hayali bir köy ile birlikte dönen bir gökyüzü manzarasını gösteren tuval üzerine yağlıboya başyapıt, ayrıntılı fırça darbeleri ve parlak tonların kullanımıyla ünlüdür.
ÇİN'DEKİ ARAŞTIRMACILARIN DİKKATİNİ ÇEKTİ!
Resim kısa süre önce Çin'deki araştırmacıların dikkatini çekmiş ve spiral şekilleri ile akışkanlar ve gazların hareketlerini inceleyen akışkanlar dinamiğinde görülen desenler arasında bazı benzerlikler olduğunu fark etmişlerdir. Bu da onlara tabloyu daha detaylı inceleme konusunda ilham verdi.
GÖKYÜZÜNÜN GERÇEK DİNAMİĞİ FIRÇA DARBELERİNDE SAKLI!
Araştırmacılar tablonun gökyüzündeki 14 “girdabı” yakından analiz ettiler. Genel olarak bu şekiller, atmosferik gazın eylemsizlik enerjisine bağlı olarak farklı ölçeklerde nasıl hareket ettiğini açıklayan fiziksel bir kural olan Kolmogorov yasası tarafından öngörülen kalıpları takip etti. Araştırmacılar, tabloda bu atalet enerjisinin tablodaki sarıların yoğunluğu ile temsil edildiğini yazdı.
Araştırmacılar girdaplara daha yakından baktıklarında, tek tek fırça darbelerinin aralıklarının ve ağırlıklarının, türbülanslı bir akışkan içinde dağılmadan önce girdapların ve damlacıkların ne kadar küçük olabileceğini açıklayan Batchelor'un ölçeklendirmesiyle uyumlu olduğunu da gördüler.
TESADÜF MÜ?
Ancak Kolmogorov ve Batchelor, yasalarını sanatçının ölümünden onlarca yıl sonra geliştirmişlerdir. Bu nedenle yazarlar, Van Gogh'un kesinlikle akışkanlar dinamiği bilgisini kullanmadığını, muhtemelen ilham kaynağı olarak gökyüzünün genel gözlemlerinden veya doğal olarak oluşan diğer spirallerden yararlandığını yazdılar. Benzer şekilde, enerji ve sarı renk arasındaki bağlantının da neredeyse kesinlikle bir tesadüf olduğu belirtiliyor.
ANCAK GÖKYÜZÜ OLAYLARINI ÇAĞRIŞTIRDIĞI ÇOK AÇIK!
Bu yılın Mayıs ayında, NASA'nın Juno sondasından gelen yeni Jüpiter fotoğrafları da gezegenin kuzey yarımküresinde van Gogh'un yeni analiz edilen fırça darbelerine çok benzeyen yoğun fırtına girdapları gösterdi. Bu dönen bulutlar aynı zamanda Jüpiter'in atmosferinde Dünya'dakine benzer “çalkantılı desenler” ile de ilişkilendirildi.